Değer Zincirinde Net Sıfır Hedefi:
2050 yılına kadar tüm değer zincirinde net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ediyoruz.
Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji
EP100 üyeliği kapsamında taahhütler
-
Tüm fabrikalarımız için ISO 50001 sertifikasına sahip olmak
-
2010 yılına kıyasla, 2030 yılına kadar küresel ölçekte tüketilen her birim enerji başına ekonomik çıktıyı iki katına çıkarmak
Öne Çıkan Projeler
Enerji ve iklim hedeflerimize ulaşmak amacıyla, operasyonlarımız genelinde enerji verimliliğine yönelik yatırımlarımızı kesintisiz şekilde sürdürüyoruz. Bu çalışmalar; yalıtım, atık ısı geri kazanımı ve enerji verimli motorlara geçiş gibi öncelikli alanlarda performansı artırmayı, ayrıca basınçlı hava, ısıtma, havalandırma, iklimlendirme (HVAC) ve aydınlatma sistemlerinin optimizasyonunu hedeflemektedir. Yürüttüğümüz bu projeler, sera gazı emisyonlarımızı azaltmanın yanı sıra finansal tasarruf sağlamamıza ve enerji yoğunluğumuzu düşürmemize katkıda bulunmaktadır.
Yeşil Elektrik
Üretim tesislerimizin bulunduğu tüm ülkelerde 2030 yılına kadar %100 yeşil elektrik kullanımına ulaşmayı hedefliyoruz.
İç Karbon Fiyatlandırma Mekanizması: Gölge Fiyat
Arçelik'te AB Yeşil Mutabakatı kapsamında Emisyon Ticaret Sistemleri (ETS) ya da bazı ham maddelere yönelik ek maliyet mekanizmalarının hayata geçme olasılığı dikkate alınarak, yatırım maliyetlerinin daha doğru analiz edilebilmesi amacıyla bir iç karbon fiyatlandırma mekanizması uyguluyoruz. Bu yaklaşımı, sermaye yatırımlarında stratejik karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiriyor; böylece kısa ve orta vadede ortaya çıkabilecek finansal riskleri azaltabiliyoruz.
Güneş Enerjisi
Güneş paneli üretim tesislerimiz, tamamen otomatik üretim hatlarıyla donatılmış olup paneller, yapay zekâ ile entegre edilmiş makineler ve robot kollar tarafından üretilmektedir. Ürün izlenebilirliğini sağlamak ve yüksek kalite standartlarını korumak amacıyla Endüstri 4.0 uygulamaları ve Üretim Yürütme Sistemi (MES) kullanılmaktadır. Bu tesisler aynı zamanda TopCon* ve Heterojunction** gibi yeni nesil hücre teknolojilerini üretme kapasitesine de sahiptir.
İş modelimiz, beyaz eşya ve iklimlendirme (HVAC) bayilerimiz aracılığıyla hane halkı ve KOBİ’lere (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) yönelik anahtar teslim güneş enerjisi çözümleri sunacak şekilde tasarlanmıştır.
*TopCon: Tünel Oksit Pasivasyonlu Kontak adı verilen bir güneş hücresi üretim yöntemi.
**Heterojunction: Monokristal ve ince film teknolojilerini birleştiren bir güneş hücresi üretim yöntemi.
Arçelik’in Net Sıfır hedefi ve güneş enerjisi faaliyetlerine yönelik belirlenen hedefler ile halihazırda uygulamaya alınan aksiyonlar hakkında daha fazla bilgiye Arçelik Sürdürülebilirlik Raporları’ndan ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için lütfen Arçelik İklim Değişikliği Stratejisi’ne bakınız.
İklim Riskleri Yönetimi
İklimle ilgili risklerin en üst düzeyde gözetimini sağlamak amacıyla, aynı zamanda Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı olan Yönetim Kurulu Üyesi, ÇSY ile ilgili konuları Yönetim Kurulu’na raporlamak ve iklimle ilgili riskleri gözetmekle görevlendirilmiştir. Ayrıca, Yönetim Kurulu bünyesindeki Erken Risk Tespit Komitesi, ÇSY risk ve fırsatlarının gözetiminden sorumlu en üst düzey komite olarak atanmıştır.
İklimle İlgili Finansal Beyanlar Görev Gücü’nün (TCFD) imzacısı ve IFRS ISSB standartlarının uygulayıcısı olarak, Şirket için iklim krizi kaynaklı riskleri Kurumsal Risk Yönetim Sistemi’ne entegre etmek ve Net Sıfır 2050 stratejisi ile kurumsal sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda ilgili aksiyon planlarını hayata geçirmek kritik önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, Arçelik Kurumsal Risk ve Sigorta Yönetimi Direktörlüğü ile Sürdürülebilirlik Departmanı, ESG ile ilgili risk ve fırsatların tespiti, değerlendirilmesi, ölçülmesi ve önceliklendirilmesi ile önemli konuların Arçelik’in risk matrisine entegre edilmesi konusunda yakın iş birliği içinde çalışmaktadır.
Sürdürülebilirlik Departmanı, hem fiziksel hem de geçiş riskleri açısından senaryo analizlerine dayalı olarak iklimle ilgili ve diğer ESG risklerini niteliksel ve niceliksel olarak belirlemekten sorumludur ve bu riskleri Kurumsal Risk ve Sigorta Yönetimi Direktörlüğü’ne raporlar. Kurumsal Risk ve Sigorta Yönetimi Direktörlüğü ise bu riskleri yılda en az iki kez Yönetim Kurulu bünyesindeki Erken Risk Tespit Komitesi’ne sunduğu raporlara dahil eder. TCFD ve IFRS ISSB’yi destekleyerek, iklim değişikliği ile bunun işimiz üzerindeki finansal etkileri arasındaki bağı güçlendirmeyi hedefliyoruz. İklimle ilgili fiziksel ve geçiş riskleri de dahil olmak üzere sürdürülebilirlik riskleri, iş kararlarının değerlendirme kriterlerine dahil edilmektedir.
CFO’nun başkanlığında toplanan Sürdürülebilirlik Konseyi (SK), iklimle ilgili risk ve fırsatların değerlendirilmesi ve yönetiminden sorumlu en üst yönetim kurulu seviyesindeki komitedir ve stratejinin şekillendirilmesi amacıyla üç ayda bir toplanır. Şirketteki en üst düzey yönetim sorumlusu olarak görev yapan Sürdürülebilirlik, Kalite ve Müşteri Hizmetleri Başkanı ise iklimle ilgili konuların değerlendirilmesi, yönetilmesi ve tüm sürdürülebilirlik stratejisinin icrasından sorumludur.
Sürdürülebilirlikle ilgili riskler ve fırsatlar ile bunların detaylı açıklamaları ve etki analizleri hakkında daha fazla bilgiye Arçelik Sürdürülebilirlik Raporları’ndan ulaşabilirsiniz.
Detaylı bilgi için lütfen Arçelik İklim Değişikliği Stratejisi’ne bakınız.
İklim Stratejisi Doğrultusunda Sektör Dernekleri ile İlişkilerin Yönetimi ve STK Üyelikleri
İklim değişikliği, döngüsel ekonomi, dijitalleşme ve sürdürülebilir ürün kriterlerine ilişkin politika ve stratejilerle ilgili yasa ve yönetmelikleri yakından takip ediyoruz. Ayrıca, üyesi olduğumuz* DigitalEurope, APPLiA, AMDEA gibi kuruluşlar aracılığıyla bu yasa ve yönetmeliklere ilişkin görüşlerin oluşmasına aktif olarak katkıda bulunuyoruz.
Bilim Temelli hedefleri onaylanmış ve 2050 yılına kadar Bilim Temelli Net Sıfır hedefi taahhüdü bulunan bir şirket olarak Arçelik, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu hareket etmeye güçlü bir bağlılık göstermektedir. Bu doğrultuda, ticaret ve sanayi birlikleri, koalisyonlar, sivil toplum kuruluşları, tedarikçiler ve B2B müşteriler de dahil olmak üzere tüm paydaşlarla olan ilişkilerimizde Paris Anlaşması’nın gerekleri doğrultusunda hareket etmeyi ve iş birliği yapmayı taahhüt ediyoruz. Sektörle ilgili katılım ve temsillerimiz düzenli olarak aylık bazda üst yönetime raporlanmaktadır. Bildiğimiz kadarıyla, Arçelik’in üyesi olduğu önde gelen ticaret ve sanayi birliklerinin Paris Anlaşması kriterleriyle çelişen bir görüşü bulunmamaktadır. Böyle bir durumun ortaya çıkması halinde, Arçelik düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve 2050’den geç olmamak üzere net sıfır bir dünya hedefiyle çelişebilecek herhangi bir oluşumun veya iş birliğinin parçası olmamayı taahhüt etmektedir.
Bunun yanı sıra Arçelik, uluslararası iklim girişimleri ve düzenlemeleri ile uyum içinde olmaya özen göstermekte; Avrupa Yeşil Mutabakatı, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği (ESPR) gibi düzenlemeler konusunda da açık bir şekilde pozisyonunu ortaya koymaktadır.
Detaylı bilgi için lütfen Arçelik’in Sektörel Kuruluş Üyelikleri Değerlendirme Dokümanına bakınız.
Arçelik’in paydaş katılımına yönelik küresel yaklaşımı doğrultusunda, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve sektörel kurumlar da dahil olmak üzere tüm paydaşlarla ilişkilerimizi, iklim değişikliği başta olmak üzere ilgili konular çerçevesinde dikkatle yönetiyoruz.
Detaylı bilgi için lütfen Global Sektörel İlişkiler Yönetimi ve STK Üyelik Politikası Dokümanına bakınız.
Tedarikçi ÇSY Programı
Tedarik zincirimizle birlikte dönüşmeyi ve değer zincirindeki toplam operasyonel etkimizi en aza indirmeyi hedefliyoruz. Bu nedenle, tedarikçilerimizin çevresel hedefler belirlemesine, ilerlemelerini ölçmesine ve etkilerini azaltmasına yardımcı olmak ve onlara rehberlik etmek büyük önem taşıyor. Bu amaçla, Tedarikçi Sürdürülebilirlik Verisi İzleme ve Geliştirme Programını geliştirdik.
Program kapsamında tedarikçilerimize, iklimle ilgili konular da dahil olmak üzere ÇSY başlıklarına ilişkin hem niteliksel hem de niceliksel sorulardan oluşan bir anket gönderiyoruz. Sağlanan veriler üzerinden, ÇSY'nin iş süreçlerine entegrasyonu konusundaki olgunluk seviyelerini dahili değerlendirmemiz aracılığıyla analiz ediyoruz. Ayrıca, performanslarını izlemek amacıyla üçüncü taraf denetimler de gerçekleştiriyoruz. Herhangi bir bulgu potansiyel ÇSY riskine işaret ederse, ilgili tedarikçiler için düzeltici eylem planları sunuyoruz.
Detaylı bilgi için lütfen Tedarikçi ÇSY Programı Prosedürüne bakınız.
“Green Lane”: Düşük Karbonlu Bir Gelecek İçin İhracat Lojistiğini Yeniden Düşünmek
Artan iklim talepleri karşısında, büyük ölçüde karayolu taşımacılığına dayalı geleneksel ihracat lojistiği modelleri artık sürdürülebilirlik hedefleriyle örtüşmemektedir. Yoğun emisyon üreten operasyonlar, köklü bir değişime duyulan ihtiyacı açıkça göstermektedir. Buradaki zorluk, yalnızca kademeli iyileştirmelerle yetinmek yerine, lojistik iş modelimizi düşük karbonlu taşımacılık alternatifleri etrafında yeniden tasarlamaktır. Bu doğrultuda, ihracat operasyonlarımızda uçtan uca karbon emisyonlarını en aza indirmeye odaklanan “Green Lane” adlı yeni lojistik modelimizi geliştirdik. Bu model, taşıma akışlarımızı tasarlama biçimimizde bilinçli bir değişimi temsil etmekte; geleneksel karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve denizyolu gibi daha çevreci seçeneklere yönelmektedir.
Bu yaklaşımın sonucu olarak, bugün ürünlerimizin %90’ı denizyolu ile taşınmaktadır. Denizyolu taşımacılığı, karayoluna kıyasla çok daha düşük karbon emisyonu üretmektedir. Daha önce kamyonla yapılan sevkiyatların denizyoluna kaydırılması sayesinde emisyonlarda %26 oranında azalma sağlanmıştır. Ayrıca, denizyolu taşımacılığını destekleyen aşamalar da yeniden tasarlanmış; ön ve son taşıma aşamalarında demiryolu, mavna ve elektrikli kamyonlar tercih edilerek bu bölümlerde %45’e varan emisyon azaltımları gerçekleştirilmiştir.
Green Lane projesi yalnızca bir taşıma modu değişimi değil, aynı zamanda bir sistem dönüşümüdür. Amacımız, yolculuğun her aşamasını – çıkış noktasından varış noktasına kadar – karbon azaltımına göre optimize edilmiş tamamen yeşil bir lojistik yolu inşa etmektir. Yakın gelecekte alternatif yakıt teknolojilerini tüm taşımacılık zincirine entegre etmeyi hedefliyoruz. Bu entegrasyon, emisyonların %92’ye kadar azaltılmasına olanak sağlayabilecektir.
Lojistik modelimizi sürdürülebilirlik etrafında yeniden tasarlayarak, niyetten dönüşüme geçmiş bulunuyoruz. Green Lane projesi, tedarik zincirini karbonsuzlaştırma konusundaki uzun vadeli ve stratejik bağlılığımızı ortaya koymaktadır. İhracatın %90’ının halihazırda denizyolu ile yapılması ve hibrit modellerin %45’e varan emisyon tasarrufu sağlaması, düşük karbonlu lojistiği istisna değil, varsayılan iş modeli haline getirme vizyonumuzu somutlaştırmaktadır.
“MAASive Shift”: Hizmet Olarak Üretim ile Sürdürülebilir Dirençliliği Güçlendirmek
Üretimde sürdürülebilirlik, iki temel baskıyla karşı karşıyadır: çevresel etkiyi azaltmak ve sık yaşanan kesintilere karşı dayanıklılığı artırmak. Geleneksel, varlık yoğun üretim modelleri, günümüzün dalgalı dünyasında gerekli çeviklik ve kaynak verimliliğini sağlayamamaktadır. Artık şirketlerin, operasyonel sürekliliği tehlikeye atmadan daha yeşil ve döngüsel sistemlere geçmesi gerekmektedir. Buradaki zorluk, endüstriyel değer zincirlerini hem düşük karbonlu hem de kesintilere karşı dirençli olacak şekilde yeniden şekillendirmektir.
Avrupa Komisyonu Horizon Europe çağrısı kapsamında fonlanan “MAASive” girişimi, sürdürülebilirlik odaklı inovasyonla üretimi dönüştürmeyi hedeflemektedir. Bu dönüşümün merkezinde, şirketlerin birbirine bağlı bir ağ üzerinden üretim kaynaklarını paylaşmasına ve erişmesine imkân tanıyan Hizmet Olarak Üretim (MaaS) modeli bulunmaktadır. Bu sayede, gereksiz altyapı yatırımlarına gerek kalmamakta, çevresel etki azalmakta ve yeniden imalat ile ürün geri alma hizmetleri gibi döngüsel uygulamaların entegrasyonu mümkün hale gelmektedir.
Yeni fiziksel varlıklara yatırım yapmak yerine, üreticiler mevcut kapasitelere talep üzerine erişebilir. Bu yaklaşım, tesislerin kullanım oranını artırırken atıl kapasiteden kaynaklanan emisyonları azaltır ve döngüsel iş modellerinin benimsenmesini kolaylaştırır. Aynı zamanda, dijital araçlar sayesinde kesintilerden hızlı toparlanmayı mümkün kılar; etki analizleri yapılarak düşük karbonlu alternatifler gerçek zamanlı olarak belirlenebilir.
Bu sayede şirketler, karbon yoğun acil lojistik çözümlerine veya kaynak tüketimi yüksek genişlemelere başvurmak yerine, saatler veya günler içinde önceden doğrulanmış, çevreci hizmet sağlayıcılarla iş süreçlerini yeniden yapılandırabilir.
MAASive girişimi, dayanıklılığı sürdürülebilirlikle uyumlu hale getirerek Avrupa sanayisi için yeni bir yol sunmaktadır. Döngüselliği destekleyen, pazara erişim süresini kısaltan ve üretimin karbon ayak izini kayda değer ölçüde azaltan bu model, statik ve kaynak yoğun üretim yerine esnek, hizmet temelli değer ağlarını ön plana çıkarmaktadır. Böylelikle düşük karbonlu, daha uyumlu ve geleceğe hazır bir üretim ekosistemi yaratılmakta; AB’nin yeşil dönüşüm hedefleriyle tam uyum sağlanmaktadır.
Lojistikte Gerçek Zamanlı Emisyon Görünürlüğü: ALBA ve Lojistik Görünürlük Platformu Entegrasyonu
Lojistikte sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın yolu, doğru ve zamanında emisyon verilerine sahip olmaktan geçmektedir. Geleneksel, tahmine dayalı veriler karbon salımlarının etkin şekilde izlenmesi için gerekli hassasiyet ve hızdan yoksundur. Manuel takip süreçleri ise görünürlüğü sınırlamakta, aksiyonların gecikmesine yol açmakta ve yüksek emisyonlu güzergâhların tespitini zorlaştırmaktadır. Bu durum, sürdürülebilirlik hedefleri ile operasyonel gerçeklik arasında bir boşluk yaratmaktadır.
Bu boşluğu kapatmak ve lojistikte sürdürülebilirliği güçlendirmek amacıyla, ALBA ve lojistik görünürlük platformu devreye alınmış ve genişletilmiştir. Bu entegrasyon sayesinde hem kara hem de denizyolu taşımacılığında gerçek zamanlı emisyon takibi mümkün hale gelmiştir. Böylece tahmini veya modellemeye dayalı karbon verilerinden, doğrudan gerçek zamanlı emisyon verilerine geçiş sağlanmıştır.
Tüm lojistik paydaşlarını tek bir dijital platformda buluşturan sistem, taşıma araçlarının hareketi ve sevkiyat performansı hakkında anlık içgörüler sunmaktadır. Gerçek zamanlı takip sayesinde, karbon yoğun güzergâhlar oluştuğu anda tespit edilerek proaktif önlemler alınabilmektedir. Yapay zekâ destekli özellikler, varış zamanlarını tahmin etmekte, gecikmeler veya verimsizlikler için uyarılar göndermekte ve detaylı taşıyıcı performans raporları üretmektedir. Böylece yakıt tüketimi azalmakta, emisyon kontrolü güçlenmektedir.
Otomatik ve merkezi veri toplama, güvenilirliği artırmakta ve manuel takip ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. Bu yaklaşım yalnızca operasyonel verimliliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda ölçeklenebilir bir karbon ayak izi izleme altyapısının kurulmasına da zemin hazırlar.
Gerçek zamanlı emisyon verilerine geçiş, lojistikte sürdürülebilirlik çabalarını önemli ölçüde ileri taşımıştır. Platform, karbon salımlarının sürekli ve doğru bir şekilde izlenmesini sağlamakta ve emisyon yoğun örüntülere hızlı yanıt verme esnekliği kazandırmaktadır. Bu proaktif, veriye dayalı yaklaşım, tedarik zinciri boyunca karbon hesap verebilirliğini güçlendirmekte ve şirketin net sıfır hedeflerini desteklemektedir.

Enerji Verimliliği
Etkin denetim mekanizmaları ile iyileştirme gerektiren alanları belirleyerek operasyonel enerji verimliliğini takip ediyor ve geliştiriyoruz.

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
Yenilenebilir enerji üretimi ve satın alımı, Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı salımının azaltılmasında önemli bir rol oynar.

Karbon Fiyatlandırması
Arçelik olarak 2010 yılından bu yana işletmelerimizde gerçekleştirdiğimiz enerji verimliliği projeleri ve yatırımlarında, düşük karbon emisyonlu teknolojiye yapılan yatırımların etkisini ölçmek için kullanılan Implicit Carbon Price Modeli’ni kullanıyoruz

Değer Zincirinde Sera Gazı Salımları
İklim kriziyle mücadele stratejimiz doğrultusunda sera gazı emisyonunu azaltma hedeflerimizi belirledik ve tüm paydaşlarımızın bu konudaki farkındalığını artırmayı hedefliyoruz.