Alp Dağları'nda

340 Km Koşmak

Paylaş

Gerçekleşmesi kendi elimde olan bir hayalim daha Beko sponsorluğunda gerçek oldu! Müthiş bir duygu bu; artık Avrupa’da da ultra maraton koşmuş ve Tor des Géants’ı bitirmiş bir sporcuyum.

Normal maratonlara göre hayli zor olan ultra maratonların pek çoğundan bile daha zor bir maraton: Tor des Géants…

Türkçe karşılığı ‘devlerin turu’ olan Tor des Géants (kısaca Tor veya TDG), İtalya’nın kuzey batısında yer alan Aosta vadisinde (İtalyan Alpleri) geçen tek etaplı bir ultra trail - dayanıklılık koşusu. Toplam 340 km uzunluğunda ve 31.000 metre tırmanış içeriyor.

 

Başlarken “İyi düşündünüz mü?” diye sorulan maraton…

Mont Blanc’ın eteklerinde yer alan Courmayeur’den başlayan maraton rotası, saatin tersi yönünde vadinin etrafını dolaşıyor ve büyük oranda vadinin güney kısmında Alta Via 1 ve kuzey kısmında da Alta Via 2 trekking parkurlarını takip ediyor. Adını bölgenin dört önemli zirvesi olan Mont Blanc (Monte Bianco), Gran Paradiso, Monte Rosa ve Monte Cervino’nun (diğer adıyla Matterhorn) yakınından geçmesinden almış. Rotanın yaklaşık 30 km’lik kısmı haricinde hemen hemen tamamında 1500 metre irtifanın üzerinde koşuyorsunuz ve en yükseği 3300 metre olan ve genelde 2700 metrenin üzerinde yer alan dağ geçitlerinden geçiyorsunuz (sayısı 17’den fazla; bkz. yükseklik profili). Zaman limiti 150 saat.

 

 

Karşılaştırma yapmamız gerekirse, en çok bilinen ultra trail’lerden birisi olan Ultra Trail Mont Blanc’ın (UTMB – ultra maratonların olimpiyatları) mesafe olarak iki, tırmanış olarak ise iki buçuk katı (UTMB’de en yüksek 2500 metrelik geçitler var). Teknik etaplarını da dikkate aldığımızda dünyanın en zorlu koşularından birisi olduğunu rahatlıkla söylenebilir. O kadar zorlu ki; koşuya katılmadan önce 4 defa “iyi düşünün” tavsiyesi var ve “Halüsinasyon görmeye hazır mısın?” diye soruyorlar!

Tor des Géants; 340 km mesafe, 31.000 D+ irtifa kazanımı ve koşuculara tanımlanan 150 saat süre limitinden dolayı başarı oranı en fazla %60 olan bir ultratrail koşusu olacaktı.

Fiziksel zorlukların yanında, zihinsel zorluklar da var. Ultra maraton koşularında birçok zor koşula karşı zihinsel olarak hazırlıklı olmanız ve motivasyonunuzu yüksek tutmanız çok önemli. Değişken hava koşulları, her an yaşanabilecek sağlık problemleri, uykusuz geçecek geceler ve her geçen gün artacak yorgunluğun vücudunuzda oluşturacağı etkileri odak noktanız olan finiş çizgisine kadar yönetmeniz gerekiyor. Bu yönetimde sizin tek güç kaynağınız ise mental gücünüz oluyor. Çoğu zaman dağda yalnız kaldığınızda sizi motive ediyor kimi zaman meditasyon yapıp tüm yorgunluk ve acılarınızı unutmanızı sağlıyor.

 

Neden Tor Des Géants koşmak istiyordum?

İnsanlığın her zaman aradığı sorunun peşinde ben de koşmaya başladım. Vücudumun sınırlarını görebilmek için daha ne kadar zorunu başarabilirdim? Başlamamın asıl nedeni işte bu soruya aradığım cevap oldu. Ultra maratonlar yeteri kadar zor ve hatta bazıları sınırların da ötesinde… Ancak tek bilmeniz gereken imkânsız olmadıkları!

Hedefime adım adım koştum

Türkiye’de şimdiye kadar ondan fazla 100 km üzeri koşuya katıldım ve hepsini tamamla (finisher) başarısı gösterdim.

Bunların en özeli Türkiye’de İznik Gölü etrafında düzenlenen, parkur uzunluğu 130 km olan İznik Ultra Maratonu’na üst üste 7 yıl katılıp hepsini tamamlama gururuna eriştim. Artık BEKO sponsorluğunda hayallerimi gerçekleştirmek için dünyaya açılma vaktim gelmişti. Avrupa’da da ben bir ultra maraton koşucusuyum demem için UTMB ve TOR’da finisher olmak için cesaret edip koşma vaktiydi.

Sırada en zor parkuru 176 km koşulan, 11 bin metreden fazla irtifa kazanımıyla 46 saat limiti olan UTMB (Ultra Trail Mont Blanc), namıdiğer “Dünya Patika Koşu Zirvesi” veya “Ultra Maratonların Olimpiyatı” vardı. 2017 yılında UTMB ye BEKO sponsorluğunda katılıp 42 saat 33 dakika sonrasında Alp dağlarında çok kötü hava şartlarında 170 km koşarak sağlıklı bir şekilde tamamladım.

Yine Tor öncesi İtalya-Parma yakınlarda şirin bir kasaba olan Corniglio da düzenlenen ULTRA K TRAIL koşusuna katıldım. Bu yerel yarışa katılan ilk Türk koşucu olarak, 62 km ve 4300 D+ irtifa kazanımlı koşuyu sorunsuz bir şekilde tamamladım.

Ve nihayetinde, sıra en büyük hayalime gelmişti: Tor des Géants’da (devlerin turu) Beko Runner Team adına koşmak ve Beko flamasını gururla dalgalandırmak... Fakat Tor des Géants, Ultra Trail Mont Blanc’in (UTMB) koşu mesafesi olarak iki, tırmanış olarak ise iki buçuk katı yüksekliğe sahip. UTMB’de maksimum 2500 metrelik dağ geçitlerinden geçiliyordu. Tor des Géants, teknik etaplarını da dikkate aldığımızda dünyanın en zorlu koşularından birisiydi.

Tebrikler! Kuraya katılmaya hak kazandınız

Bu ultratrail’lara katılmak için koşmak yeterli değil, koşuların kendi yeterliliklerini sağladıktan sonra kuraya katılma hakkı kazanıyorsunuz. Kazanırsanız koşuya katılabiliyorsunuz.

UTMB’ye başvuru yapabilmek için dünyanın her yerinden (100’den fazla ülke) ultra maraton koşucuları yıl boyu UTMB organizasyonun önceden belirlemiş olduğu dünyadaki birçok ultra maratondan en fazla üç yarışı son iki sene içinde bitirerek kura için yeterli puan toplamaya çalışıyor.

Kurada Türkiye belli bir kota var ve şanslıysanız kurada isminiz çıkmalı! İsminiz çıkarsa 265 Euro kayıt ücreti sonrası kesin kaydınız yapılıyor!

Tor des Géants maratonuna ise; bu yıl 72 ülkeden 2.339 başvuru oldu ve 894 kişi kabul edildi. Türkiye’yi bu yıl 3 ultra maratoncu temsil edecekti. Buna cesaret eden biri olmak gurur vericiydi. Kayıt ücreti 650 Euro’yu ödediğiniz takdirde kesin kaydınız yapılıyordu. Ben de kaydımı oluşturdum ve maratona start verilecek günü beklemeye başladım.

Halüsinasyonlarla ve zorluklarla dolu ‘devlerin turu’ başladı

Şu ana kadar Tor des Géants’ta 6 Türk koşucu finisher olmuştu, ben 7. kişi olabilirdim!

Koşu 9 Eylül saat 14:00’te başladı. Planım 7 gün 6 gece boyunca durmaksızın devam edecek bu koşudatek, tek tek aşağıdaki etapları aşarak 150 saat sınırına kalmadan finişte olmaktı. İlk uykumu ikinci gecenin sabahında, yani 45’inci saat sonrasına planlamıştım fakat İstanbul – Sofya – Bologno – Courmayeur 44 saat süren otobüs yolculuğu beni fazlasıyla yordu. Bu yüzden 40’ıncı saatte gördüğüm çok komik bir halüsinasyon sebebiyle 2 saat uyumaya karar verdim. Sonraki geceler sırasıyla 2 saat, 1 saat, 3 saat ve 4 saat, yani toplamda 12 saat uyuyup, 12 saati de yemek, dinlenme, masaj, tedavi ve kıyafet değiştirme ile harcadım. Yani toplamda 24 saati check point noktaları olan dağ evlerinde durarak kullandım.

 

Bir rüyada yaşıyordum

Koşuda atacağınız tek bir yanlış adım bile sizi koşu dışında bırakacağı için koşunun her adımı zordu benim için. Kırılma anı ise; son 50 km kala sağ ayak bileğimin şişmesine sebep veren ödem oldu. 290’ıncı km geldikten sonra ödemden şişmiş ve adım bile atması zorlaşan bir ayağı, son 50 km’de finişe sürüklüyordum.

Mental güç ile acıyı bir kenara bırakıp rüya da olduğumu ve acının da bir rüya misali sabah olup uyandığımda geçip gideceğini düşündüm ve öyle de oldu.

 

 

125 saatin ardından 330 km’de koşu bitmeliydi fakat son check point’te “Bitime 9 km kaldı” denmesi, bu koşunun en güzel sürpriziydi. Eğer 50 km daha var deselerdi de fark etmezdi; tek düşündüğüm hala 25 saatim olduğu ve ödemden şişen bir bacağımla daha çok fazla yol gidebileceğimdi. Yarış benim için kafamda bitmişti!

Son dağ zirvesinden sonra Courmayeur’e geldim. Mutluluktan hüngür hüngür ağlıyordum. Çoktan sabah olmuştu ve ben artık rüyadan uyanabilirdim.

 

 

Koşu 15 Eylül saat 19:22 de bitti. Dile kolay; Alp Dağları’nda geçen 6 gün… Devlerin Turu’nu 127 saat 22 dakika 34 saniye ile 894 koşucu arasında 213’üncü olarak tamamladım.

Gerçekleşmesi kendi elimde olan bir hayalim daha Beko sponsorluğunda gerçek oldu! Müthiş bir duygu bu; artık Avrupa’da da ultra maraton koşmuş ve Tor des Géants’ı bitirmiş bir sporcuyum.

 

 

Yazan
Servet Çataltepe Teknik Sorumlu, Ar-Ge
  • Beko
  • Beko Runner Team
  • Koşu
  • Tor des Geants